Kayıtlar

Ocak, 2016 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Sosyal Medyada Paylaşım Yapmak Bize Neden İyi Hissettiriyor?

Resim
Sosyal medyada her geçen gün artan uygulamalarla artan paylaşma, beğenme ve beğenilme istekleri oluşuyor. İlk bakışta bu durumun insanı büyük bir derecede etkilediği fark edilmiyor veya getirisi-götürüsü es geçilerek sosyal düzene kendimizi kaptırıyoruz. Tüm Dünya’da olduğu gibi ülkemizde de paylaşım çılgınlığı diye bir olgudan söz edebiliyoruz. Hatta son zamanlarda bu trendin devamını sağlamaya yönelik çıkan teknolojik ürünlerin reklamlarında da sürekli teşvik edildiğini izliyoruz. Yediğimiz yemeği, bulunduğumuz ortamları, düşündüklerimizi ve desteklediklerimizi sürekli paylaşıyoruz. Sosyal sorumluluk projelerini farkındalık oluşturma amaçlı, örneğin; kan ihtiyacı olan kişiler için acil başlığı altında ve/veya ülkemize sığınan insanlara, eğitime, kimsesiz çocuklara, hasta insanlara yardımda bulunmak için bağış etkinliklerini paylaşıyoruz. Ve paylaştıktan sonra ne hissediyoruz? Bir rahatlama, kurtarma hissi ile kahramanlaşma, tüm sorumluluğu üzerinden atma, coşku, yararlı olma gibi his...

Vücut dilin senin kim olduğunu ortaya koyuyorsa sen nasıl göründüğünü biliyor musun?

Resim
Harvard Üniversitesi profesörlerinden Amy Cuddy TED konuşmasının sonunda şöyle diyor;  “Güç duruşunu ve bu bilimi paylaşın. Çünkü bu bilime en çok ihtiyacı olanlar kaynağı, teknolojisi, gücü ve mevkisi olmayan insanlar. Bunu onlarla paylaşın ki özel hayatlarında bunu yapabilsinler. ” Kendi hayatımda bu güç duruşunun büyük etkilerinden dolayı ve gerçekten paylaşılmayı hakettiğini düşündüğüm için Amy Cuddy'nin konuşma sırasında üzerinde durduğu bazı noktalardan bahsedeceğim. Vücut dilimiz yani bizim sessiz dilimiz kim olduğumuzu şekillendirir. Amy, sosyal bilimcilerin araştırmalarının sonucunda vücut dilinin kişinin yargı mekanizmasındaki etkilerini ortaya koyduklarını belirtiyor. Bu yargılar ile yapılan mülakatlarda kimlerin işe alınıp alınmayacağı, terfi edilip edilmeyeceği gibi hükümleri sadece vücut dillerine bakarak önceden tespit edildiğinin ortaya konulduğundan bahsediyor. Bu yüzden kendi vücut dilimizi en doğru şekilde kullanarak başkalarının bizi istediğimiz gibi yargılamala...

liderlik bir rütbe değil, seçimdir.

Resim
Simon Sinek: neden iyi liderler bize kendimizi güvende hissettirirler? İnsan denen varlık, paleolitik zamanlardan evrimleşmiştir güvene ve kooperatif çalışmaya. O zamanlarda, yaşam şartları bireyler için zor olduğundan dolayı insanlar birbirilerine güveni ve kooperatif çalışmayı öğrenmişlerdir. Sosyal hayvana evrimleşen insan böylece topluluk kavramını kavramıştır. Ama bu durum sadece o eski dönemlerde kalmamıştır. Günümüzde de böyle değil midir? İş, çalışma, başarı…  Güvenmek, güven uyandırmak ve kooperatif çalışmak bize her alanda gerekli olan duygulardır.   Peki liderlik nedir? Otorite liderlik mi demektir? Lideri lider yapan nedir? Otorite olmak ve lider olmak aynı şey değildir. Liderler yolunda gittiğimiz, kooperatif çalışabildiğimiz kişilerdir. liderlik, rütbe değil, bir seçimdir. Otoriteler ise bizi korkutan, uyum sağlamamızı zorlaştıranlardır. Bu demek değildir ki, her insan lider olamaz veya lider olabilmek için en iyi olmak gerek. Herkes iyi lider olabilir. iyi lider...

Başarının 8 Sırrı

Resim
Richard St. John konuşmasında başarının 8 sırrından bahsediyor. Bu 8 sırrı uzun bir araştırma sürecinden sonra TED konuşmacılarının ortak başarı özelliklerini ortaya koyarak özellikle öğrencilere yardımcı olmayı amaçlıyor.   Şimdi kısaca bu özelliklerden bahsedelim; Öncelikle yaptığınız işi severek yapmak bu işe tutkuyla bağlı olmak  başarının ilk sırrı. Eğer sevilerek yapılıyorsa zaten para akışının bir şekilde olacağını da belirtiyor. İkinci olarak ise çalışmak. Çok çalışmak ve çalışırken eğlenmek. Çalıştığımız sürece işten keyif alarak devam etmek gerekli. Ve Richard St. John şöyle devam ediyor. " Başarılı olmak için kafanı bir şeye göm ve o işte çok ama çok iyi ol."  Önemli olan bolca pratik yapmak. Yılmadan, yorulmadan denemek, denemek, denemek… Bir diğer önemli nokta ise odaklanmak, tüm dikkatini o işe yoğunlaştırmak. Ve  bir diğeri zorlamak. Hem fiziksel olarak hem de zihinsel olarak kendini o işe doğru itmek, elinden geldiğinden daha fazlasını ortaya koyana k...

Margaret Heffernan: Profesyonel hiyerarşi (ast-üst ilişkisi) yarardan çok zarar mı verir?

Resim
Margaret Heffernan konuşmasında  bireysel başarıların; iş hayatındaki birlikteliği ve verimliliği nasıl etkilediğini açıklıyor. Daha iyi açıklayabilmek için tavuklar üzerinde yapılan bir deneyi kullanıyor. 2 grup tavuk topluluğu: 1. grup normal tavuklardan ve 2.grup süper tavuklardan oluşuyor. Süper tavuklar bireysel üreme verimliliği yüksek olan tavuk demek. 6 jenerasyon boyunca her iki grubun üremeleri takip ediliyor ve sonunda 2.gruptaki bireylerin birbirlerini gagalayarak öldürdüğü gözlemleniyor. Aslında dönüp kendimize bakarsak biz de süper tavuk olmaya çalışıyoruz. Hayatımız boyunca en iyi okula gitmeye, en iyi mesleğe sahip olmaya, en yüksek pozisyona zirveye çıkmaya çalışıyoruz. Bu zamana kadar başarının en başarılıyı, en güçlüyü seçmekle geldiğini düşündük. Ama görev bir kişiye verildiğinde sonuç tavuk deneyinde olduğu gibi işe yaramaz oluyor. Bu yüzden başarının başka bir yolu olmalıydı: grup çalışmaları MIT grup çalışmalarında daha başarılı olan grupların 3 temel özelliğ...