Vücut dilin senin kim olduğunu ortaya koyuyorsa sen nasıl göründüğünü biliyor musun?
Harvard Üniversitesi profesörlerinden Amy Cuddy TED konuşmasının sonunda şöyle diyor; “Güç duruşunu ve bu bilimi paylaşın. Çünkü bu bilime en çok ihtiyacı olanlar kaynağı, teknolojisi, gücü ve mevkisi olmayaninsanlar. Bunu onlarla paylaşın ki özel hayatlarında bunu yapabilsinler.”
Kendi hayatımda bu güç duruşunun büyük etkilerinden dolayı ve gerçekten paylaşılmayı hakettiğini düşündüğüm için Amy Cuddy'nin konuşma sırasında üzerinde durduğu bazı noktalardan bahsedeceğim. Vücut dilimiz yani bizim sessiz dilimiz kim olduğumuzu şekillendirir. Amy, sosyal bilimcilerin araştırmalarının sonucunda vücut dilinin kişinin yargı mekanizmasındaki etkilerini ortaya koyduklarını belirtiyor. Bu yargılar ile yapılan mülakatlarda kimlerin işe alınıp alınmayacağı, terfi edilip edilmeyeceği gibi hükümleri sadece vücut dillerine bakarak önceden tespit edildiğinin ortaya konulduğundan bahsediyor. Bu yüzden kendi vücut dilimizi en doğru şekilde kullanarak başkalarının bizi istediğimiz gibi yargılamalarını sağlayabileceğimizi konuşmadan çıkarabiliyoruz. Bizim sessiz dilimiz olan vücut dilimiz ile diğer insanları etkileyebiliriz. Peki bunu nasıl yapacağız? Öncelikle bilmeliyiz ki kendi vücut dilimizden, duygularımızdan etkileniyoruz.
- Bu etkileri güç ve üstünlük olarak vücut dili üzerinde nasıl ifade ediyoruz? Tüm hayvanlar aleminde olduğu gibi insanlar da güç ve üstünlük gösterimini “genişleme” şeklinde gösteriyor. Genişleme ile anlatılmak istenen ise kollarını açma, dik oturma, bulunduğu tüm alanı kaplama ve kendini büyük göstermedir. Amy bu güç ve üstünlük gösteriminin evrensel olduğunu şu örnekle anlatıyor; görme yetisi olan bireyler gibi doğuştan görme engeli olan bireylerde yarışmayı kazandıklarında aynı davranışları gösteriyor. Kollarını V şeklinde havaya doğru kaldırıyorlar, başını da aynı şekilde yukarı doğru kaldırıyorlar. Daha önce başardıklarında nasıl davranıldığını görmeyen görme engeli olan bireylerinde aynı davranışı göstermeleri bu davranışların evrensel, eski ve hissel olduğunu göstermektedir.
- Ya tam tersi olan güçsüzlüğü nasıl ifade ediyoruz? Yine hayvanlarda da olduğu gibi kendimizi küçülterek, olduğumuz yere büzüşerek, kambur biçimde oturarak, başımızı yere doğru eğerek ve bacaklarımızı bir araya toplayarak. Amy girdiği derslerde öğrencilerin davranışlarını gözlemlediğinde kimilerinin lider profilinde olduğunu kimilerinin ise pasif kaldığını belirtiyor. Bu davranışları cinsiyete göre kıyaslandığında ise kadınların erkeklere göre daha güçsüz hissettiklerini gözlemlemiş ve bunu nasıl değiştirebileceği konusunda düşünmeye başlamış.
İlk sorusu; “Kendi vücut dilimiz, kendimiz hakkında ne düşünüp ne hissettiğimizi yönetiyor mu?” Yönettiğine dair bazı kanıtların bulunduğunu konuşmasında anlatıyor. İkinci sorusu ise şöyle şekillenmiş, “Biliyoruz ki düşüncelerimiz vücudumuzu değiştiriyor, peki vücudumuzun da düşüncelerimizi değiştirebileceği doğru mu?” Amy bu sorunun cevabını bulmak için fikirlere ve düşüncelere etki eden hormonları incelediğinde fizyolojik olarak 2 hormonda farklılık gözlemlemiş. Bu 2 hormon; “testesteron ve stres hormonu olan kortizol.” Güç duruşunun sergilendiği durumda testesteron düzeyinin yüksek, stres hormonunun ise düşük olduğu belirlenmiş.
Amy Cuddy konuşmasında kendi hayatından anlattığı bir hikayenin en etkileyici kısmında ise şu öğüdü veriyor. Kısaca anlatmaya çalışırsam; kendimizi güçsüz, başarısız ve bulunduğumuz ortama ait hissetmediğimiz durumlarda “Yapabilene kadar değil gerçekleştirene kadar taklit edin. Ta ki gerçekleştirip, özümseyene kadar yapın.” diyor. Yani demek istediği –mış gibi davranmak. Güçlüymüş, başarmış, kazanmış, bulunduğumuz yeri sonuna kadar hakediyormuş ve oraya aitmiş gibi hissetmeli ve öyle davranmalıyız.
Bunu yapabilmemiz için yani güç duruşu için sadece 2 dakika yeterli. Bu 2 dakika boyunca nerede kendimizi daha rahat hissedebileceksek oraya gidip (örneğin bu bir iş görüşmesinden önce kendimizi güçsüz hissettiğimizde ya tuvalete ya da boş bir alana geçmek olabilir.) ellerimizi, kollarımızı açmalı, dik durmalı yani genişlemeli böylelikle testesteronu yükseltmeli, kortizolü düşürmeliyiz. Kim olduğumuzu içimiz rahat bir şekilde gösterebilmek adına bu güç duruşunu tekrarlamalıyız. Gerçekleştirene kadar taklit etmeliyiz.
Çünkü Amy’nin dediği gibi; “Küçük ayarlamalar büyük değişikliklere yol açar.”
Son olarak, konuşmanın büyüsünü bozmamak adına aktarmadığım ve mutlaka izlemeniz gerektiğini düşündüğüm tüm konuşmaya buradan ulaşabilirsiniz.
Sevgilerle,
Yorumlar
Yorum Gönder